|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterine Yaz 
Administrator
24 Aralık 2011 23:45
YENİ YIL 2012 YE MERHABALAR DERKEN //
Yılları hayırlar dileye, kutlaya ve kucaklaya hep karşıladık ve gidenleri de el sallarcasına, selamlayarak uğurladık& İyi de, şimdiye dek, gidenler gelenlere neleri bıraktı ve 2001- 2012 yılına neleri devretti ve nelere de gebe bırakıp gidecek? Bekleyip göreceğiz& Her zaman olduğu gibi, 2012 yılını da tüm insanlık alemi için hayırlara vesile olsun deyip kutlayacağız&. Ancak, şimdiye dek işlenen katliamların katillerini kollayıp gizleyen sistemciler yeni yıla nasıl hesaplarla hazırlandılar?, onu da hep merak ediyoruz doğrusu& 24 Aralık 1978 - K.Maraş katilleri 33 yıl sonra bir daha Alevi örgütleri tarafından, K. Maraşa sokmasalar da, lanetlenerek kınandı& Evet, 33 yıldır K.Maraş katliamı katillerinin tüm izleri ve adresleri gösterilmesine rağmen, yasalar önüne çıkarıp sorgulamak kimselerin umurunda bile olmadı. Çünkü katil sorgulamak bizim demokrasilerde demeyelim de 60 kusur senelik çok partili dönemde de, olmadı ve yapmıyorlar işte& Yetkililerden bu ve benzeri olayların üzerine gitmek mi?, kınanılmasına bile müsaade etmiyorlar& İşte bu yıl Yurttan ve yurt dışından, K. Maraş katliamını yerinde kınamak isteyen Alevi örgütlerine yetkili vali tarafından hayır dendi& Vurguncu sisteme yamanıp yapışanlar, yılları hep kendi vicdanlarının kirli rengi ile renklendirip kendi amellerine benzettiler& Bunca vebal ve ayıplarla yüklü korunan dünya düzeninde, yılları fakir fukarayı yaşlandırıp bellerini de büküp kocatmaktan başka da bir işe yaratmadılar & İktidar olup kurumları yönlendiren ve yöneten gelmiş geçmiş tüm hükümetler, geriye doğru K. Maraş,Sivas, gazi, Çorum, Malatya Elbistan ve faili meçhul denen cinayetler dahil, bir iktidar döneminde dile gelip konu edilmemiştir.. Neden?, Türkiye de değişmeyen sistem yanlı katil ve yolsuzlara sorgu sual olmuyor işte& Düzenin ipini kollarına dolamışlarla, el sıkışıp yıl kutlamanın hayra vesile olacağına artık bu tas bu hamam değişmedikçe, nasıl da inanabiliriz ki? 1950 ler den beri, onca iktidarların al birisini vurabiliyorsan, vur diğerine. Sivas da 37 canı yakanlar elini kolunu sallayarak gezmekte, bunlar katildir deyip alıp yargıya teslim etmek yerine, tutup onlardan bazılarını omuzlarında günah, yüzlerindeki lekelerle TBMM ne vekil olarak getirip oturttuklarına da şahit olduk& Birileri vardır birilerini aldatır, birileri de var, kendi kendisini aldatır, toplum olarak biz de dönüp hep biz bizi aldatırız. Şimdiye dek, kutladık, hayırlar diledik ve yine de dileyeceğiz. Ancak, yıllar hep vurgun vuran bir avuç vurguncunun yılı olarak, tur atıp dönüşüne bakıp durulmamalıdır& Cumartesi anneleri onca yıldır kayıp çocuklarını arıyor, birileri de dönüp akan göz yaşlarına bile bakmadan günün yılın kutlu olsun der, sözü bitirir... Bu hep böyle geldi, böylede gitsin isterler. Dostlar ateş düştüğü yeri yakar. Ülkemizde bayramlar ve önemli günleri bir yana bırakalım da, günübirlik dizine vurarak onca çok ağlayanımız var ki& Öyleyken, bahsettiğimiz yıllarda olan katliamları kimler kolluyor ve unutturmaya çalışanlar da kim? Bu günkü TBMM de bir soruşturma açılsın, her şeyin çorap söküğü gibi çabucak çözülüp önlerine döküleceğinden kimsenin şüphesi olmasın diyorum& Öbür taraftan, Arap baharı belasına soyunanlar, Suriye yi - 15% lik alevi nüfus mu yönetsin, deyip ülkedeki kinini oralara da ekenlerle mi, yıllardan hayırlar bekleyeceğiz? Ben de biliyorum ki, bu katliamlar ve tüm işlenen insanlık suçları, dönen dünya ile yıl olup önümüze gelmiyor&Yine de kabulü makbul olasıca, her şeyin pek yakında su yüzüne çıkacağı inancımla yeni yılın tüm insanlık alemine hayırlar getirmesini diliyor ve hoş geldin deyip yürekten selamlıyorum. Elbette ki, her gelen yıla hoş geldin deyip tüm dünya halklarıyla kutlayacağız. Ancak, yılları insancıl yıllar olarak yaşamak isteyenler yaşayamıyorlar işte.
Saygılarımla.
Administrator
11 Aralık 2011 05:05
CANLI İSE O DA BİZDENDİR//
Çocukluğumdan beri İSAKÖYÜ de bir çift leylek senenin hep Mart ortalarında köye gelir bir yıl önce bıraktıkları yuvalarına konarlar, yavrular ve onları uçurur dönme zamanı da bir çift gelir çoğalır yavrularıyla Arap çöllerine gerisin geriye dönerler. Kış aylarını o sıcak çöllerde geçiren bu sevimli ve vefalı kuşlar, bahar ve yaz aylarını geçirmek için, her çift o bıraktıkları eski yuvalarını neredeyse bulup varıp yerleşirler& İSAKÖYÜ de birkaç sefer istenmeyerek de olsa, o çiftin yuvası birileri tarafından yıkıldı.Bu vefalı dost kuşlar ne edip etti bir münasip yer ayarlayıp yeniden çöp çalı bulup getirip o yuvayı kurdular ve son olarak da, yine her zaman yapıkları gibi kimselere küsüp darılmaksızın İsaköyüne gelip yerleşti ve her yıl da gelip gitmekteler& Köyün tam alt kısmında çeşmeye yakın, telefon direğinin üstündeki yuvalarından köyü de rahatça seyredebilmekteler. Kimseleri yabancılayıp rahatsız etmeyi akıllarına bile getirmeden, takır takır da o güzel seslerini her tarafa duyurabiliyorlar& Bu güzel sevimli vefalı kuşlar, bazen de sabahın erken saatlerinde uçup yüksek evler üzerindeki kurulu enerjilere ondan öbürüne uçarak o ayrıcalıklı ötüş seslerini kısmadan alabildiğine takırdatırlar. Sabahın erken saatinde beni de uyarırlar, çünkü bizim de evin üstündeki enerjiye de konup başkalarına yaptıklarının aynısını bize de yaparlar. Seslerim uçup gitsinler diye, çokta samimiymişiz gibi hiç de aldırmazlar bile. Kızmak da ne, o aldırışsız hallerinden o kadar hoşlanırım ki, isterim yanıma kadar gelsin benden yiyecek bir şeyler de istesinler& Ne acı ki, Ağustos ortalarında o gün köyde yokuz. Bunlardan birisi uçup gelir bizim evin hemen yanındaki elektrik teline konar ve konmasıyla da elektriğe kaptırır kendini, yüksek bir patlama ile yere düşer hayatını kaybeder& Olayı bitişik komşular görüp izledikleri gibi anlattılar. Aradan yarım saat bile geçmeden, yörede ne kadar leylek varsa gelip cenazenin etrafını sararlar. Kimilerine göre sayıları 30 kimileri daha da fazlaydı derler. Sanki birileri haber götürmüş gibi, kısa bir sürede gelip konup cenazenin etrafında toplanırlar& Bu vefakar hakikatli kuşlar, baharın yöreye geldiklerinde Arapkir Arguvan yol ayrımının sağındaki araziye toplu halde konup buluşurlar ve birbirleriyle vedalaşırcasına ayrılıp döner her yıl bıraktıkları yerlere yuvalarına dağılırlar& Çöle dönüşlerinde de, geldikleri gibi aynı yerde buluşur ölüm gibi bir kayıpları yoksa tam sayı birlikte kalkıp çöle doğru göçerler& Aslında bir üzüntü içinde yazmaya çalıştığım bu olaydan söz ederken, bazı şiirlerimde de yer vermişimdir. Her canlı da, insanlar gibi, konuşarak anlaşır olmasalar bile bir ölçüde her canlının aklı, aşkı sistematik bilimsel araştırmalara bakmadan da onları yaşamda görerek duygu yüklü olduklarını anlamak zor olmasa gerek diyorum& Hasılı Kelam; Kuşlara da kıymayın efendiler. BAHTSIZ KUŞ
Çift konup çift, göçerdiniz yuvadan Ne idi bu bela, başında leylek Havada beraber, yerde birdiniz Niçin tutamadın, yanında leylek
Dostların tez gelmiş, haber mi saldın Ağladın sızladın, köyü ağlattın Biliriz güzel kuş, içten kanadın Şimdi kim ötecek, yanında leylek
Kalkıp inip, öterdiniz yuvadan Uçardınız, hava deniz karadan Size özge, tek sınırsız dünyadan Yoldaş kim olacak, yolunda leylek
Tezden duyup, cenazene geldiler Ağlayarak, etrafında döndüler Ah vah edip, sinelerin dövdüler Soy bağımı vardı, kanında leylek
Küsme derim, gidip yine gelesin Sizsiz bu köy olmaz, bunu bilesin Dile gel de, bir şeycikler diyesin Anılar saklıdır, yılında leylek
Telgrafın, o telleri kopsaydı İsa köyü, karanlıkta kalsaydı Güneş her gün gibi, yine doğsaydı Eşini görseydin, yanında leylek
Biliriz ki, için dışın hep acı Köyü de acıttı, sendeki sancı Ne idi feleğin, sana bu hıncı Buda mı var idi, bahtında leylek
Sabahları, o çift sesi dinlerdik Yavruların, uçar konar izlerdik Göçerdiniz, gelene dek özlerdik Tutasın bizleri, aklında leylek
Ali Rızam, almasaydı haberi Senin ile, yaşamazdı kederi Kesem dese, kesemez ki telleri Yıkıldın hayatın, tadında leylek
Saygılarımla.
Administrator
05 Aralık 2011 22:07
KERBELA YI ANARKEN
Yiğit Hz. Hüseyini seven ve onun izinde olan insanlar, her yıl Muharren Ayı geldiğinde Yezit denen lanet babası Muaviyanın miras ve vasiyetleri üzerine Kerbelada Hz Muhammedin torunlarını yok etmek için katliama başlamıştır. O nedenle, Hz. Muhammedin ehlibeytim deyip emaneti olan bunların şahadeti için 3 gün masumu pak Müslümün çocukları ve 12 gün de Hz.Hüseyin ve yakınları için sevenleri arasından bazıları yas orucu tutarlar& Bu günlerde, oruç tutarak yada onları anmak, Hz. Muhammed Hz. Ali ve yakınlarına bağlı kalmanın bir kanıtıdır diye biliriz & Tabi ki, Hz. Muhammedin ve ehlibeytinin asıl düşmanları olan (Mervan, Maviye Ve onun Oğlu Yezite) hazret demekle olamaz ve ayrıca ehlibeyt dostları onlardan nefret eder lanet okumayı da ayrıca sevap bilirler.
BU DAVA KALACAK ULU DİVANA
Kıyamete kadar, sızlar bu yara Ah Hüseyin, şah şehidi Kerbela Seni sevenlere, dilde vird oldun Vah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
On bin asker, çıktı pirin yoluna Kıydı zalim, imamların canına Lanet olsun, Yezit senin şanına Ah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Ya Muhammed, ehlibeyte kıydılar Yolun kesip, susuz çöle koydular Başlar kesip, çadırları soydular Vah Hüseyin, şah şehidi Kerbela Hür Şehitte, serin verdi o yola Beklendi ki, Fırat suyu durula Acılardan yer kalmadı, sabıra Ah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Fıratın yolunu, kesen zalimler Su vermedi, körpelere hainler Yezitemir verdi, kırdı geçtiler Vah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Kasıma tutulan, düğün yastaydı Sakinenin, canı yorgun hastaydı Celal Abbas, su yolunda dardaydı Ah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Ol Yezitlik, sürüp geldi zamana O amelle, cana kıyan kıyana Bu davayı koyduk, ulu divana Vah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Şahı Merdan, bu zülumu görseydi Seni Yezit, amelinle sezseydi Kalleş Mervan, hele kaçma deseydi Ah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Ali Rızam derki, bizde yara var Sivas, Gazi, çorum, nice Maraşlar Kerbelayla, bu yaralar kanarlar Vah Hüseyin, şah şehidi Kerbela
Saygılarımla.
Administrator
29 Kasım 2011 05:45
DERSİME KIYILMIŞTIR
Türkiye de ardı arkası kesilmeyen Alevi katliamları Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılarda da olduğu gibi, cumhuriyet döneminde de devam etmiştir& Bu katliamlar için özür dilemeler devlet adına da olsa ne inandırıcı ve nede caydırıcı olabilir&. Nasıl mı? Ülkede Alevi Kürt ve diğer farklılıklar adına yapılan açılımlar sonuçta, sizde bize benzeyin denmekten bir milim dahi ileriye götürülememiştir. S. Başbakanın bizzat kendi açtığı açılımlardı o açılımlar& Dersim katliamına gelince, dönemin devlet içinde kadrolaşmış önde gelen gerici bir zihniyetin planı olduğu görüşü ağırlıkta. Peki, arşivlerin tam olarak açılmasından korkanlar mı var? O katliamların acılarını yaşayan herkes arşivlerin ivedilikle açılmasından yana, hemen şimdi deniliyor & Günümüzde bile, Alevi ve diğer farklı halklardan alınan vergiler yalınız Sünni İslamın inanç ve ibadetleri için harcanmaktadır. Bundan da bir dönüş yaparak ,devlet adına bir özür gerekmez mi?,Aynı zamanda bu gibi devlet adına yapılması gerekeni Devlet başkanının yapması gerekirdi diye düşünüyoruz& Her neyse, Sayın Başbakan Dersim katliamından dolayı devlet adına ben özür diliyorum dedi. Ancak, S. Başbakan bir özürle işin bitirilemeyeceğini kendiside biliyor olsa gerek. Geçmişte ve yakın tarihimizde de, sistem destekli işlenen katliamların hepsinin hesabı kamu vicdanının rahatlaması açısından sırası gelmişken sorgulanmalıdır diyoruz& S. Başbakanın sözünde samimi olduğuna inanmamız için, olay öncelikle siyasi olmaktan çıkarılmalıdır. Dersim katliamının Devlet adına bir suç olduğunu kabullenip özür de dilediler Şimdi Devlet olarak, Dersim halkının acılarını hafifletecek olan özür ü tüm siyasi partilerin parlamentoda birlikde yapmaları gerekir& Dersim katliamının acımasızca bir alevi soy kırımı olduğu öncelikle o yöre halkı tarafından haklı olarak gündeme oturtuldu ve S. Başbakan da devlet adına bir özürle kabul ettiler. Türkiye de yurttaşlar arası hiçbir farklılık gözetilmeksizin, herkesin yurttaş insan olarak yaşaması için, S.Başbakanın özürü lafta kalmamalıdır diyoruz& Tarihimizde Kerbeladan sonra Yavuz S.S. zulmüyle yapılan Alevi soy kırımı tarihte Osmanlı adına kocaman bir kara leke olarak durmaktadır ve daha bir çok Alevi katliamlarının devamı Dersim, Elbistan, Maraş, Sivas, Çorum, Gazi, Malatya, katliamlarının hepsinin sonu kime ve nereye dayanırsa dayansın, hesabı masaya yatırılıp gereken de yapılmalıdır diyoruz & Türkiye topraklarında yaşayan ve yurttaş olan herkes, huzura ve istikrara susamıştır. Bu topraklarda asıl sebebi de tarihimizde devleti yönetenlerdir& Siyaset yapıyoruz, ülkede demokrasi var palavralarıyla halkları huzura susatanları mal varlıkları ve kılık kıyafetleriyle de ölçebiliyoruz& Orta doğuda şuraya, buraya, demokrasi getireceğiz palavraları ise, ABD emperyalizmin kan dökme pahasına oraları kendi kıskacına alma politikalarına malzeme olmak yerine, herkes kendi evinin önünü süpürsün istiyoruz.
Saygılarımla.
Administrator
28 Kasım 2011 15:39
SEVGİLİ ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Öncelikle VAN ve çevresinde talihsiz beklenmedik bir doğal felakette yaşamını yitiren 75 öğretmenimize toprağı bol ve yerleri nur olsun diyorum& Çoklarının yeni atanmış olduğu o kutsal görevde öylesi bir felaketin kurbanı olmaları tüm İnsanlarımızı en içten yaralamış oldu & Acılarını paylaştığımız tüm yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyor, kaybettiğimiz o değerlerimize içten gelen dualarımızla rahmet ve yerleri nur olsun diyorum& Ayrıca; Tüm Ülkede, o önemli görevde hizmet sunan öğretmenlerimize felaket kurbanı kayıplarından dolayı, baş sağlığı diliyor gününüz kutlu geleceğiniz selamet ve aydınlık olsun diyorum.
24 Kasım 2011 -Öğretmenler Günü
Saygılarımla. 308 Toplam kayıt bulunuyor
|
|